Sevgili okurlar ve Çınarcık severler yazımın başlığına sakın sinirlenmeyin, bu hafta sonu Çınarcık’ımıza çok yakın olan (Tahmini 40 km civarı) Bursa ya bağlı, aynı Çınarcık’ımız gibi bir sahil kasabası olan Mudanya da gittim, daha öncede gitmiştim, fakat her neden se bu defa bana biraz daha değişik ve güzel geldi!
Malum ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik kriz tüm ülkemizi etkilemişken ( başta Çınarcık olmakla) sanki bu kriz Mudanya da his edilmiyordu.
Her yer cıvıl-cıvıl insan kaynıyor, eğlence yerleri dolu, ilçede çok sayıda aktivite mevcut ve insanlar biraz daha mutlu gibi.
Peki bize bu kadar yakın olan, deyim yerindeyse bir denizin iki yakası olan, hatta deniz üzerinden bir-birine daha yakın olan bu iki ilçe arasında ki bu fark neden bu kadar fazla?
Bu şirin sahil kasabasını gezerken aklımdaki tek soru buydu, Çınarcık ve Mudanya’yı, bir birin den farklı kılan gerçekler neler olabilirdi?
Ben gazeteciyim ve çok yerlerde bulunmuşum, hayatımın en fazla bölümünü ise Türkiye dışında yaşamışım, anlayacağınız hem ülkemizde hem de ülkemiz dışında çok sayıda sahil kasabası görmüşümdür, bu tecrübeme dayanarak, naçizane fikirlerimi sizlerle paylaşmak istedim.
Sevgili okurlar Yerel yönetimlerde vizyon çok önemli, dolayısı ile vizyonunuz varsa idare ettiğiniz bölgeyi cennete çevirebilirsiniz, tecrübeniz bile yoksa, en azından gördüklerinizden esinlenip, o güzel şeyleri kendi yönetiminizde olan yerlerde hayata geçire bilirsiniz.
Yok eğer sizde vizyon eksikse, elinizde ne kadar imkân bile olsa, onu güzel şeylere çeviremezsiniz.
Neyse size biraz Mudanya dan bahsedeyim,
Mudanya CHP Belediyesinde, dolayısı ile eğlence Dünyası buna bağlı olarak çok renkli, sürekli seminer, fuar, festivaller vs… ilçeye sürekli insanların gelişine sebep oluyor.
Mesela; Biz o gün gezerken bir kitap fuarı vardı ve çok Büyüktü, fuara katılan kitap yazarları imza günleri yapıyordu, seminer ve söyleşilerde tanınmış konuşmacılar vardı ve halkın bu aktiviteye katılımı çok Büyüktü Mesela; Eğlence yerleri tıklım-tıklım doluydu, fiyatlar uygundu, çeşit boldu, yol kenarlarında sergiler, satıcılar, doğal ürünler, vs… vardı ve insanların ilgisini çekiyordu.
Mesela: Belediye zabıta ekipleri insanların gezdiği yerlerde sürekli devriye geziyordu ve taşıtların da, hem görüntü hem ses kayıt eden cihaz vardı ve dolayısı ile insanlar kendilerini güvende his edip rahatça gezip, alışveriş yapabiliyorlardı.